6 Ocak 2014 Pazartesi

Mont Blanc'ın eteklerinde bir cennet: Chamonix

 
Chamonix'de 1. gün
04/01/2014
 
Sabah erkenden Cenevre'den ayrılıp, Chamonix'ye doğru yola koyulduk. Yol yaklaşık 45-50dk kadar sürüyor. Muhteşem dağ manzarası, dağların arasında akan irili ufaklı şelaleler derken yolun nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Chamonix'ye yaklaştıkça manzara daha da güzelleşiyor ve tüm heybetiyle Alpler'in ve Avrupa'nın en yüksek dağı Mont Blanc (Beyaz Dağ) selamliyor bizleri.
 
Chamonix (okunuşu:şamoni), Mont Blanc'ın eteklerinde küçük, şirin bir Fransız kasabası. Ayrıca İsviçre ve İtalya ile olan sınır komşuluğu ile aynı gün içinde 3 ülkede kayak yapabilme imkanı veren heyecan verici bir kayak merkezi.
 
Chamonix ilk görüşte sevdirdi kendini bize. Güzel chaletler, dört bir yanı sarmış Alpler, bembeyaz sokaklar,  ellerinde kayaklarla etrafta dolaşan insanlar, herkes de bir tatil havası... Hemen otele bavullarımızın atıp, karlı sokaklarda dolaşmak, Chamonix'yi keşfetmek için sabırsızlanıyoruz. Otelimiz L'Heliopic Hotel Sweet&Spa. Meşhur Augille du Midi teleferiğinin hemen yanında. Hem konum hem konfor olarak çok memnun kaldığımız otelin spası da ayrı bir huzur vericiydi. Tavsiye edermisin sorusuna yanıtım kesinlikle evet olacaktır. İçimizde 2014'ün ilk karıyla Chamonix'de karşılaşmanın heyacanıyla kendimizi bu şirin kasabanın şirin sokaklarına bırakıyoruz. Aslında burası oldukça küçük bir kasaba, merkezi tek bir cadde üzerine kurulmuş bile diyebiliriz. Rue du Docteur Paccard, Chamonix'nin en hareketli caddesi. Araç trafiğine kapalı bu caddede, Michelin yıldızlı restoranları, küçük kafeleri, iştah açıcı şarküterileri, leziz tatlılarla ağız sulandıran meşhur Fransız patiserrilerini, Moncler, Chanel (bu arada Chanel'in kayak merkezlerinde bulunan tek mağazası bu sanırım) gibi mağazaları bulabilirsiniz. Bizimde ilk istikametimiz burası oldu ;) 

 
Caddenin devamında rastladığımız Chalet 4810 hem göze hem damağa hitap eden tatlılarıyla beni benden aldı. 
 
 
Tatlılara dayanamayınca biraz ters oldu ama tatlı üstüne öğlen yemeği için dolaşırken tesadüfen seçtiğimiz La Carlina'da Fransızların meşhur soğan çorbasını içtik. Çorba gayet başarılıydı fakat oldukça yavaş olan servis ve sıkışık tıkışık ortam rahatsızlık vericiydi. Zaten atmosfer olarak da sadece öğlen yemekleri için tercih edilebilecek bir restoran. Gidin soğan çorbasını için ama sakın akşam yemeği için tercih etmeyin. Tecrübeyle sabit.
 
Karnımızı da doyurduktan sonra Chamonix sokaklarında bol fotoğraflı bir gün geçirdik. Ve biz Chamonix'yi çok sevdik. "Bir sen, bir ben, bir de Chamonix" bugünümüzün en güzel tarifi sanırım. İşte size fotoğraflarla Chamonix merkez...

 
 
İlk akşam yemeği için tercihimiz, çok çok beğendiğimiz daha sonra ki günlerde iki kere daha gittiğimiz Le Monchu oldu. Geleneksel bir dağ evi konseptiyle döşenmiş bu şirin restoranda Savoyard mutfağı denilen dağ yemeklerinden bir çok alternatif bulmak mümkün. Bizim bu akşamki menümüz başlangıç olarak peynir tabağı ve beyaz Mont Blanc birası, ana yemek olarak da braserade aux 3 viandes yani kendin pişir kendin ye ;) özellikle masaya getirdikleri küçük mangal dizaynıyla beni kendine hayran bıraktı. Bir mangaldan beklenmeyecek bir zariflik ;) alıp eve götürmeyi istedim o derece yani.
 
Adres: 1 Rue du Lyret, Chamonix
 
 
 
Bu güzel akşam yemeği sonrası Chamonix sokaklarını biraz turlarlayıp, ayak üstü sıcak şarabın keyfini çıkarıp, otele döndük. Yarın Alpler bizi beklerrrr...
 
Yelda & Ömer
 


 
 

2 yorum:

  1. Forumdaki paylaşım için teşekkürler. Bir sonraki seyahatim için oldukça faydalı oldu.

    YanıtlaSil

/*Sayfa numaralandırma*/